• Çağrı Merkezimiz: 0312 256 72 78

Singapur Milletlerarası Arabuluculuk Konvansiyonu Üzerine İnceleme

Singapur Milletlerarası Arabuluculuk Konvansiyonu

Uluslararası ticaretin yoğunlaşmasıyla birlikte uyuşmazlıkların dostane yollarla çözümü, hem devletler hem de özel sektör açısından stratejik bir ihtiyaç haline gelmiştir.

Bu bağlamda, Birleşmiş Milletler Uluslararası Ticaret Hukuku Komisyonu’nun (UNCITRAL) çalışmaları çerçevesinde hazırlanan ve 2019 yılında Singapur’da imzaya açılan “Milletlerarası Arabuluculuk Sonucunda Yapılan Sulh Anlaşmaları Hakkında Konvansiyon” (kısaca Singapur Konvansiyonu), uluslararası ticari arabuluculuğa küresel ölçekte bağlayıcılık kazandıran ilk uluslararası sözleşmedir1.

Konvansiyon, taraflar arasında arabuluculuk yoluyla ulaşılan sulh anlaşmalarının, imzacı devletlerde doğrudan icra edilebilirliğini öngörmektedir. Bu yönüyle, tahkim alanındaki 1958 tarihli New York Konvansiyonu ile fonksiyonel bir benzerlik kurmak mümkündür.

  1. Tarihsel Arka Plan ve Kabul Süreci

Arabuluculuk, uluslararası ticari uyuşmazlık çözümünde uzun yıllar ikinci planda kalmıştır. Zira tarafların uzlaşmaya dayalı bir süreçten doğrudan icra kabiliyeti sağlayan bir belge elde edememeleri, arabuluculuğun etkinliğini sınırlamaktaydı. UNCITRAL, bu eksikliği gidermek amacıyla 2014 yılında yeni bir konvansiyon hazırlığına başlamış; çalışmalar sonucunda taslak metin, BM Genel Kurulu’nun 20 Aralık 2018 tarihli kararıyla kabul edilmiştir.

Konvansiyon, 7 Ağustos 2019 tarihinde Singapur’da imzaya açılmış; ilk gün 46 devlet tarafından imzalanmıştır. Aralarında ABD, Çin, Hindistan ve Türkiye gibi önemli ticaret merkezlerinin bulunması, Konvansiyonun küresel düzeydeki etkisini artırmıştır. Yeterli sayıda devletin onaylamasıyla birlikte 12 Eylül 2020’de yürürlüğe girmiştir.

  1. Uygulama Alanı

Konvansiyon yalnızca milletlerarası ticari uyuşmazlıklardan kaynaklanan arabuluculuk anlaşmalarına uygulanır.

  • Kapsam dışı bırakılanlar: Aile hukuku, miras, iş hukuku gibi şahsi uyuşmazlıklar bu konvansiyonun kapsamına girmez.
  • Şartlar: Arabuluculuk sonucunda yazılı bir sulh anlaşmasının bulunması ve uyuşmazlığın milletlerarası nitelikte olması gerekir.

Bu düzenleme ile, uyuşmazlığın “ticari” nitelikte olup olmadığının tespiti önem arz etmektedir. Ticari işletmeler arasında doğan alacak-borç ilişkileri, yatırım projeleri veya mal-hizmet sözleşmeleri bu kapsamda değerlendirilmektedir.

  1. Konvansiyonun Getirdiği Yenilikler
  2. a) Doğrudan İcra Edilebilirlik

En önemli yenilik, arabuluculuk anlaşmalarının taraf devletlerde doğrudan icra edilebilmesidir. Bu özellik, uluslararası yatırımcılar açısından arabuluculuğu daha cazip hale getirmektedir.

  1. b) Küresel Standart

Konvansiyon, arabuluculuğun yalnızca ulusal hukuklarla değil, uluslararası bir sözleşme ile de güvence altına alınmasını sağlamaktadır. Bu durum, iş dünyasında öngörülebilirliği ve güvenliği artırır.

  1. c) Ekonomik ve Zamansal Verimlilik

Arabuluculuk, tahkime kıyasla genellikle daha düşük maliyetli ve kısa sürelidir. Konvansiyonun getirdiği güvence, tarafların mahkeme veya tahkim yoluna gitmeden kısa sürede bağlayıcı bir çözüme ulaşmasını kolaylaştırmaktadır.

  1. İcra Talebinin Red Sebepleri

Konvansiyon, anlaşmanın icrasının reddedilebileceği durumları sınırlı şekilde düzenlemiştir:

  • Taraflardan birinin ehliyetsizliği,
  • Arabuluculuk anlaşmasının geçersizliği,
  • Taraf iradesinin sakatlanması (hile, tehdit, baskı),
  • Anlaşmanın ifa edilmiş olması,
  • Kamu düzenine aykırılık.

Bu sebepler, hem tarafların korunması hem de kötüye kullanımların engellenmesi için öngörülmüştür.

  1. Türkiye Açısından Değerlendirme

Türkiye, Konvansiyonu 2019’da imzalamış, ancak henüz onay sürecini tamamlamamıştır. Oysa Türkiye’de 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu (HUAK) ile iç hukukta arabuluculuk kurumu 2013’ten bu yana sistematik bir çerçeveye oturtulmuştur.

Konvansiyonun iç hukuka aktarılması, İstanbul’un bölgesel bir uluslararası uyuşmazlık çözüm merkezi olma vizyonunu güçlendirecektir. Ancak, Türk hukukunda arabuluculuk anlaşmalarının icrası için “icra edilebilirlik şerhi” aranması, Konvansiyon’un doğrudan icra mekanizması ile uyumlaştırılmalıdır.

Singapur Konvansiyonu, uluslararası ticari uyuşmazlıkların çözümünde arabuluculuk kurumuna küresel bağlayıcılık kazandırmış; tahkimin yanında artık arabuluculuk da güvenilir ve etkin bir seçenek haline gelmiştir. Konvansiyon, iş dünyasına hız, maliyet avantajı ve hukuki güvence sunarken, devletler için de yabancı yatırımcıların güvenini artıracak bir araç niteliğindedir.

Türkiye’nin Konvansiyonu onaylaması, yalnızca iç hukuk ile uyumu sağlamakla kalmayacak; aynı zamanda Türkiye’nin bölgesel ve küresel ölçekte “barışçıl uyuşmazlık çözümü” vizyonunu da pekiştirecektir.

  1. United Nations, United Nations Convention on International Settlement Agreements Resulting from Mediation (Singapore Convention on Mediation), 2019.
  2. Strong, S.I., “The Singapore Convention: Mediation in a Globalized World,” American Journal of International Law, 2020.
  3. Kaufmann-Kohler, G., “Mediation and the Singapore Convention,” Journal of International Dispute Settlement, 2020.
  4. UNCITRAL, Travaux Préparatoires of the Singapore Convention, 2019.
  5. Bordone, R.C., “The Promise of Mediation and the Singapore Convention,” Harvard Negotiation Law Review, 2021.
  6. UNCITRAL, Explanatory Note on the Singapore Convention, 2019.
  7. Pekcanıtez, H. / Atalay, O., Milletlerarası Özel Hukukta Arabuluculuk ve Singapur Konvansiyonu, İstanbul 2021.
  8. Strong, S.I., a.g.e., 2020.
  9. Kaufmann-Kohler, G., a.g.e., 2020.
  10. Bordone, R.C., a.g.e., 2021.
  11. UNCITRAL, Explanatory Note on the Singapore Convention, 2019.
  12. Adalet Bakanlığı, Türkiye’nin Arabuluculuk Alanındaki Uluslararası Taahhütleri, Resmî Duyuru, 2020.
  1. Kaya, A., “Singapur Konvansiyonu’nun Türk Hukukuna Etkileri,” İstanbul Hukuk Mecmuası, 2022.
  2. https://adb.adalet.gov.tr/ Singapur Konvansiyonu