• Çağrı Merkezimiz: 0312 256 72 78

Category Archives: Blog

Singapur Milletlerarası Arabuluculuk Konvansiyonu

Singapur Milletlerarası Arabuluculuk Konvansiyonu Üzerine İnceleme

Uluslararası ticaretin yoğunlaşmasıyla birlikte uyuşmazlıkların dostane yollarla çözümü, hem devletler hem de özel sektör açısından stratejik bir ihtiyaç haline gelmiştir.

Bu bağlamda, Birleşmiş Milletler Uluslararası Ticaret Hukuku Komisyonu’nun (UNCITRAL) çalışmaları çerçevesinde hazırlanan ve 2019 yılında Singapur’da imzaya açılan “Milletlerarası Arabuluculuk Sonucunda Yapılan Sulh Anlaşmaları Hakkında Konvansiyon” (kısaca Singapur Konvansiyonu), uluslararası ticari arabuluculuğa küresel ölçekte bağlayıcılık kazandıran ilk uluslararası sözleşmedir1.

Konvansiyon, taraflar arasında arabuluculuk yoluyla ulaşılan sulh anlaşmalarının, imzacı devletlerde doğrudan icra edilebilirliğini öngörmektedir. Bu yönüyle, tahkim alanındaki 1958 tarihli New York Konvansiyonu ile fonksiyonel bir benzerlik kurmak mümkündür.

  1. Tarihsel Arka Plan ve Kabul Süreci

Arabuluculuk, uluslararası ticari uyuşmazlık çözümünde uzun yıllar ikinci planda kalmıştır. Zira tarafların uzlaşmaya dayalı bir süreçten doğrudan icra kabiliyeti sağlayan bir belge elde edememeleri, arabuluculuğun etkinliğini sınırlamaktaydı. UNCITRAL, bu eksikliği gidermek amacıyla 2014 yılında yeni bir konvansiyon hazırlığına başlamış; çalışmalar sonucunda taslak metin, BM Genel Kurulu’nun 20 Aralık 2018 tarihli kararıyla kabul edilmiştir.

Konvansiyon, 7 Ağustos 2019 tarihinde Singapur’da imzaya açılmış; ilk gün 46 devlet tarafından imzalanmıştır. Aralarında ABD, Çin, Hindistan ve Türkiye gibi önemli ticaret merkezlerinin bulunması, Konvansiyonun küresel düzeydeki etkisini artırmıştır. Yeterli sayıda devletin onaylamasıyla birlikte 12 Eylül 2020’de yürürlüğe girmiştir.

  1. Uygulama Alanı

Konvansiyon yalnızca milletlerarası ticari uyuşmazlıklardan kaynaklanan arabuluculuk anlaşmalarına uygulanır.

  • Kapsam dışı bırakılanlar: Aile hukuku, miras, iş hukuku gibi şahsi uyuşmazlıklar bu konvansiyonun kapsamına girmez.
  • Şartlar: Arabuluculuk sonucunda yazılı bir sulh anlaşmasının bulunması ve uyuşmazlığın milletlerarası nitelikte olması gerekir.

Bu düzenleme ile, uyuşmazlığın “ticari” nitelikte olup olmadığının tespiti önem arz etmektedir. Ticari işletmeler arasında doğan alacak-borç ilişkileri, yatırım projeleri veya mal-hizmet sözleşmeleri bu kapsamda değerlendirilmektedir.

  1. Konvansiyonun Getirdiği Yenilikler
  2. a) Doğrudan İcra Edilebilirlik

En önemli yenilik, arabuluculuk anlaşmalarının taraf devletlerde doğrudan icra edilebilmesidir. Bu özellik, uluslararası yatırımcılar açısından arabuluculuğu daha cazip hale getirmektedir.

  1. b) Küresel Standart

Konvansiyon, arabuluculuğun yalnızca ulusal hukuklarla değil, uluslararası bir sözleşme ile de güvence altına alınmasını sağlamaktadır. Bu durum, iş dünyasında öngörülebilirliği ve güvenliği artırır.

  1. c) Ekonomik ve Zamansal Verimlilik

Arabuluculuk, tahkime kıyasla genellikle daha düşük maliyetli ve kısa sürelidir. Konvansiyonun getirdiği güvence, tarafların mahkeme veya tahkim yoluna gitmeden kısa sürede bağlayıcı bir çözüme ulaşmasını kolaylaştırmaktadır.

  1. İcra Talebinin Red Sebepleri

Konvansiyon, anlaşmanın icrasının reddedilebileceği durumları sınırlı şekilde düzenlemiştir:

  • Taraflardan birinin ehliyetsizliği,
  • Arabuluculuk anlaşmasının geçersizliği,
  • Taraf iradesinin sakatlanması (hile, tehdit, baskı),
  • Anlaşmanın ifa edilmiş olması,
  • Kamu düzenine aykırılık.

Bu sebepler, hem tarafların korunması hem de kötüye kullanımların engellenmesi için öngörülmüştür.

  1. Türkiye Açısından Değerlendirme

Türkiye, Konvansiyonu 2019’da imzalamış, ancak henüz onay sürecini tamamlamamıştır. Oysa Türkiye’de 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu (HUAK) ile iç hukukta arabuluculuk kurumu 2013’ten bu yana sistematik bir çerçeveye oturtulmuştur.

Konvansiyonun iç hukuka aktarılması, İstanbul’un bölgesel bir uluslararası uyuşmazlık çözüm merkezi olma vizyonunu güçlendirecektir. Ancak, Türk hukukunda arabuluculuk anlaşmalarının icrası için “icra edilebilirlik şerhi” aranması, Konvansiyon’un doğrudan icra mekanizması ile uyumlaştırılmalıdır.

Singapur Konvansiyonu, uluslararası ticari uyuşmazlıkların çözümünde arabuluculuk kurumuna küresel bağlayıcılık kazandırmış; tahkimin yanında artık arabuluculuk da güvenilir ve etkin bir seçenek haline gelmiştir. Konvansiyon, iş dünyasına hız, maliyet avantajı ve hukuki güvence sunarken, devletler için de yabancı yatırımcıların güvenini artıracak bir araç niteliğindedir.

Türkiye’nin Konvansiyonu onaylaması, yalnızca iç hukuk ile uyumu sağlamakla kalmayacak; aynı zamanda Türkiye’nin bölgesel ve küresel ölçekte “barışçıl uyuşmazlık çözümü” vizyonunu da pekiştirecektir.

  1. United Nations, United Nations Convention on International Settlement Agreements Resulting from Mediation (Singapore Convention on Mediation), 2019.
  2. Strong, S.I., “The Singapore Convention: Mediation in a Globalized World,” American Journal of International Law, 2020.
  3. Kaufmann-Kohler, G., “Mediation and the Singapore Convention,” Journal of International Dispute Settlement, 2020.
  4. UNCITRAL, Travaux Préparatoires of the Singapore Convention, 2019.
  5. Bordone, R.C., “The Promise of Mediation and the Singapore Convention,” Harvard Negotiation Law Review, 2021.
  6. UNCITRAL, Explanatory Note on the Singapore Convention, 2019.
  7. Pekcanıtez, H. / Atalay, O., Milletlerarası Özel Hukukta Arabuluculuk ve Singapur Konvansiyonu, İstanbul 2021.
  8. Strong, S.I., a.g.e., 2020.
  9. Kaufmann-Kohler, G., a.g.e., 2020.
  10. Bordone, R.C., a.g.e., 2021.
  11. UNCITRAL, Explanatory Note on the Singapore Convention, 2019.
  12. Adalet Bakanlığı, Türkiye’nin Arabuluculuk Alanındaki Uluslararası Taahhütleri, Resmî Duyuru, 2020.
  1. Kaya, A., “Singapur Konvansiyonu’nun Türk Hukukuna Etkileri,” İstanbul Hukuk Mecmuası, 2022.
  2. https://adb.adalet.gov.tr/ Singapur Konvansiyonu
Sigorta Tazminatlarında Yeni Dönem

Sigorta Tazminatlarında Yeni Dönem: Tahkim Öncesi Arabuluculuk

  1. Düzenlemenin İçeriği

Adalet Bakanlığı tarafından hazırlanan bir taslak düzenlemeye göre, sigorta tazminatına ilişkin uyuşmazlıklarda Sigorta Tahkim Komisyonu’na başvurmadan önce arabuluculuğa gidilmesi zorunlu hale getirilecektir. Bu tasarı, Sigortacılık Kanunu’nun 30. maddesine eklenmesi öngörülen hükümle hayata geçirilecektir.

  • Arabulucuya başvurulmadan yapılan tahkim talepleri doğrudan reddedilecektir.
  • Arabuluculuk masrafları başlangıçta sigorta şirketi tarafından karşılanacak, ancak tahkimde sigortalının haksız bulunması halinde bu giderler sigortalıya yansıtılabilecektir.
  • Süreç, tahkime gitmeden önce zorunlu bir “ön basamak” haline gelecektir.
  1. Düzenlemenin Gerekçesi

Bu adım, uluslararası düzeyde giderek daha yaygın hale gelen “med-arb” (mediation-arbitration) modeline dayandırılmaktadır. Amaç, taraflara dostane çözüm fırsatı sağlamak ve tahkim yükünü azaltmaktır.

  1. Beklenen Avantajlar

Bakanlık kaynaklarına göre sistemin öngörülen faydaları:

  • Tahkime giden dosya sayısının azalması ve kalan dosyaların daha nitelikli şekilde yürütülmesi,
  • Sigorta şirketleri açısından yaklaşık 4 milyar TL tasarruf sağlanması,
  • Arabuluculuk sürecinin 28 günle sınırlandırılması,
  • Uyuşmazlıkların önemli bir kısmının arabuluculuk aşamasında çözüme kavuşması,
  • Hak kaybı riski bulunmaması; zira taraflar çoğunlukla avukatla temsil edilmekte ve hesaplamalara sigorta uzmanları katkı sunmaktadır.
  1. Eleştiriler ve Çekinceler
  • Süre ve Maliyet Riski: Hâlihazırda 3–6 ayda sonuçlanan dosyaların, arabuluculuk aşaması eklenince 8–11 aya çıkabileceği endişesi dile getirilmektedir.
  • Hak Arama Özgürlüğü: Bazı hukukçular, bu düzenlemenin hak arama özgürlüğünü sınırlayabileceğini belirtmektedir.
  • Yargıtay Kararı: Yüksek mahkeme, benzer uyuşmazlıklarda arabuluculuk zorunluluğunun aranamayacağı yönünde içtihat geliştirmiştir.
  • Vatandaş Açısından Risk: Tazminat hesapları yapılmadan düşük tekliflerin kabul edilmesi, özellikle trafik kazaları gibi dosyalarda mağdurlar açısından risk oluşturabilir.
  1. Mevcut ve Yeni Sistem Karşılaştırması
  • Mevcut Sistem: Sigorta şirketine başvuru → 15 gün bekleme → Sigorta Tahkim Komisyonu → Ortalama 3–6 ayda sonuç.
  • Yeni Sistem (tasarı hayata geçerse): Sigorta şirketine başvuru → 15 gün bekleme → Zorunlu Arabuluculuk (en fazla 28 gün) → Uzlaşma sağlanamazsa Sigorta Tahkim Komisyonu.
Güvercin ve Arabuluculuk: Simgeden Yönteme

Güvercin ve Arabuluculuk: Simgeden Yönteme

Bir anlaşmazlıkta en zor olan şey çoğu zaman “sakin kalmak” tır. Sakinlik, zayıflık değil; netlik ve güven üretme becerisidir. Tam burada güvercin imgesi devreye girer: gürültüyü kısmayı, dili yumuşatmayı ve ortak bir yol bulmayı hatırlatır.

  1. Güvercin Kavramı: Barışın, Güvenin ve Yön Bulmanın İmgesi

Güvercin, farklı kültürlerde benzer anlamlara kapı aralar: barış niyeti, şiddetsizlik, umut. Zeytin dalı taşıyan bir güvercin gördüğümüzde, içgüdüsel olarak “gerilimi bırakma” çağrısını duyarız. Ama sembolün gücü yalnızca yumuşaklıkta değildir; aynı zamanda yön bulma ve sadakat çağrışımlarındadır. Uzun mesafeleri kat edip yuvayı bulabilen bu küçük kuş, belirsizliğin içinde dahi istikamet duygusunu korumayı simgeler.

Güvercin, “zafere” değil “yaşayabilir düzene” vurgu yapar. Gürültünün yerini anlamaya bırakması, sertliğin yerini ölçülülüğe bırakmasıdır bu. Sakinlik, sorunları halının altına süpürmek demek değildir; tersine, meseleleri konuşulabilir bir seviyeye indirip görünür kılmaktır. Bu yüzden güvercin, duyguları bastıran değil; duygularla birlikte ilerlemenin mümkün olduğunu hatırlatan bir imgedir. Öfkeyi yok saymaz, taşırılmasını engeller; korkuyu küçümsemez, konuşulabilir kılar; gururu kırmaz, onarıcı bir yer açar.

Kısacası güvercin, üç temel mesaj taşır: Barışa niyet, güven üretimi, istikamet. Bunlar, yalnızca sembolik bir rahatlatma değil; zor durumlarda işe yarayan davranış ilkeleridir.

  1. Arabuluculuk Mekanizmasında Güvercin: Sakinlikten Kurala, Sembolden Sonuca

Arabuluculuk, taraflara hazır bir çözüm dayatmaz; güvenli bir alan ve adil bir süreç sunar. Güvercinin çağrıştırdığı sakinlik ve yön bulma burada somut tekniklere dönüşür.

1) Kapıyı açan iklim: güven ve çerçeve.
Bir arabuluculuk görüşmesi, önce iklimle başlar. Söz kesmeme, hakaret etmeme, sırayla konuşma gibi basit kurallar rastgele değildir; güven üretmek içindir. Güvercinin “tehdit değil davet” hissi burada hayat bulur: insanların savunmaya geçmeden dinleyebildiği, anlatabildiği bir alan.

2) Pozisyondan ihtiyaca geçiş.
Güvercin, yüksek tondaki “pozisyon”u daha anlaşılır bir “ihtiyaç” diline çevirmenin hatırlatıcısıdır. “Sadece para istiyorum” cümlesi, “belirsizliğin azalmasını ve işin sürdürülebilirliğini istiyorum”a dönüştüğünde müzakere başlar. Bu dönüşüm, suçlama dilini bırakıp sorunları çözüm üretilebilecek parçalara ayırmanın kapısını açar.

3) Tarafsızlık: yumuşak ama ilkesel.
Güvercin “tavizkâr” değildir; ilkesel yumuşatmadır. Arabulucu taraf tutmaz ama süreci korur: güç dengesizliği olduğunda ayrı görüşme önerebilir, zorbalığa sınır koyabilir, ara verebilir. Tarafsızlık, kayıtsızlık değil; adil süreci aktif biçimde gözetmektir. Böylece her iki tarafın da onuru korunur; yüz kaybetmeden esneme imkânı doğar.

4) Küçük, uygulanabilir adımlar.
Güvercin, “büyük söz” yerine “yaşayan söz” önerir. Arabuluculukta bu, ölçülebilir taahhütler ve yakın vade kontrol noktaları demektir: Kim, neyi, ne zaman yapacak? Anlaşma metninin gücü, kağıttaki cümlelerden çok, o cümlelerin gerçek hayatta uygulanabilir olmasından gelir.

5) Yanlış okumaları bertaraf etmek.
Güvercin, “her şeye evet” demek değildir. Kötü niyet, manipülasyon, şiddet ihtimali varsa süreç sınırlandırılır ya da durdurulur. Sembol, sorunları örtmez; onları konuşulabilir hale getirir. Konuşulabilen şey ise dönüştürülebilir.

Güvercin, arabuluculuğa üç yalın pusula verir: saygı, şiddetsiz iletişim, kalıcılık. Saygı, insan onurunu koruyan çerçevedir; şiddetsiz iletişim, pozisyonların arkasındaki ihtiyaçları görünür kılar; kalıcılık, rıza ve gerçekçilikle kurulur. Bu yüzden güvercin, bir süs değil, yöntemin ruhudur: Sakinlikten güç almak, açıklıkla güven kurmak ve adil bir süreçle kalıcı bir çözüme varmak üzerine bir simgedir. Bizler, Arabuluculuk Yönetim Sistemi’ni hayata geçirirken en uygun simge ile yola çıktığımızı ve bu simgenin, uygulamamızın gelişimi adına yadsınamaz bir etkisi olduğunu büyük bir gururla belirtmek isterim.

Arabulucular için Serbest Meslek Makbuzu

Arabulucular için Serbest Meslek Makbuzu (e-SMM) Üzerine Bilgilendirme

1) Belgelendirme ve “tahsil esası”

Arabuluculuk faaliyeti serbest meslek niteliğindedir; her tahsilat için serbest meslek makbuzu düzenlenir. Kâğıt SMM’nin elektronik karşılığı olan e-SMM, şekil ve hukuki sonuç bakımından aynıdır; belge elektronik ortamda iletilir, saklanır ve istenildiğinde ibraz edilir. Zamanlama tahsil anıdır (avanslar dâhil).

2) Kimin adına e-SMM düzenlenir?

Genel kural, ücret ve masrafların aksi kararlaştırılmadıkça taraflarca eşit karşılanmasıdır; ücret, faaliyetin sona erdiği tarihte yürürlükte olan tarifeye göre belirlenir. Fiilen kim ödeme yapıyorsa e-SMM o kişi/kurum adına kesilir (gerçek kişi için TCKN; şirket/kamu için VKN-unvan). Çok taraflı dosyalarda her ödeyiciye ayrı e-SMM, stopaj/tevkifat eşleştirmesini kolaylaştırır.

Dava şartı dosyalarda anlaşma sağlanmazsa ilk iki saatlik ücret Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanır; bu kısım için kamu alıcı adına e-SMM düzenlenir. İki saati aşan (ve anlaşmasız) kısım taraflarca eşit ödenir ve yargılama gideri niteliğindedir.

3) Vergisel çerçeve (özet)

  • KDV: Genel oran %20’dir; e-SMM’de hizmet bedeli üzerinden hesaplanır.
  • Gelir vergisi stopajı: Tevkifat sorumlularının (şirket/kamu vb.) serbest meslek ödemelerinde genel oran %20’dir. Mükellef olmayan gerçek kişilerin ödemelerinde stopaj yoktur. Stopaj matrahı KDV hariç hizmet bedelidir.
  • KDV kısmi tevkifatı: “Belirlenmiş alıcılar”a verilen hizmetlerde KDV tevkifatı uygulanır (örneğin 5/10). Hangi alıcıların “belirlenmiş” sayıldığı ve yıllık alt sınır tutarı, güncel tebliğ ve sirkülerlerde belirlenir; işlem öncesi alıcı statüsü ve eşik kontrol edilmelidir.

4) Hızlı örnekler (hizmet bedeli KDV hariç gösterilmiştir)

  • Birey (mükellef değil) ödüyor: 6.000 TL + KDV %20 (=1.200) → stopaj yok → tahsilat 7.200 TL.
  • Şirket ödüyor (stopaj var, tevkifat yok varsayımı): 6.000 TL + KDV 1.200 − stopaj %20 (=1.200) → tahsilat 6.000 TL (stopajı alıcı muhtasar ile beyan eder).
  • Kamu/belirlenmiş alıcı (KDV tevkifatı + stopaj): 6.000 TL + KDV 1.200 − stopaj %20 (=1.200) − KDV tevkifatı (ör. 5/10 = 600) → tahsilat 4.200 TL.
  • Dava şartında ilk iki saat: Kamu tarafından ödenen kısım için kamu alıcı adına; aşan kısım (anlaşma yoksa) tarafların paylarına ayrı e-SMM.

5) Düzenleme ve içerik notları

e-SMM’de alıcı bilgileri doğru ve tam olmalı; açıklama alanına “dosya/başvuru no, taraf sayısı, ‘HUAK m.7/2 gereği eşit paylaşım’, ‘HUAK m.18/A ilk iki saat’” gibi notlar eklenebilir. e-SMM ve raporları elektronik ortamda saklanır ve ibraz edilir.

Kaynakça

  • 213 sayılı Vergi Usul Kanunu m.236 (serbest meslek makbuzu; tahsil esası).
  • Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği (Sıra No: 509) – e-SMM’nin kapsamı, teknik ve muhafaza-ibraz hükümleri; Gelir İdaresi Başkanlığı e-Belge kılavuzları.
  • 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu m.7/2 (eşit paylaşım; ücretin tespiti) ve m.18/A (dava şartı; ilk iki saat ve yargılama gideri).
  • Katma Değer Vergisi oranlarına ilişkin 07.07.2023 tarihli, 7346 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı (RG 10.07.2023, 32241).
  • KDV Genel Uygulama Tebliği (I/C-2.1.3.1 ve ilgili bölümler) – kısmi tevkifat, belirlenmiş alıcılar ve yıllık alt sınır düzenlemeleri.
  • Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifeleri (ilgili yılın Resmî Gazete metni).
2025 Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi Üzerine Yorumlar

2025 Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi Üzerine Yorumlar

Her yıl mevcut arabuluculuk sistemine göre düzenlenen asgari ücret tarifesi, güncel hukuki uyuşmazlıkların üzerinde etkisini göstermektedir. Her yıl, Arabuluculuk Daire Başkanlığı, gerekli incelemeleri yaparak, uygun tarifeyi belirler ve yıl sonunda Resmi Gazete’de yayınlanmak suretiyle yürürlüğe girer.

1) Dayanak ve bağlayıcılık

Tarife, 25.12.2024 tarihli ve 32763 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanmıştır; tarifede belirlenen ücretlerin altında ücret kararlaştırılamaz.

2) Genel ilkeler

  • Eşit paylaşım & yürürlükteki tarife: Aksi kararlaştırılmadıkça ücret ve masraflar taraflarca eşit karşılanır; ücret, faaliyetin sona erdiği tarihte yürürlükte olan tarifeye göre belirlenir (HUAK m.7/2; Tarife m.10).
  • Çoklu arabulucu: Birinci Kısım kapsamındaki işlerde her arabulucuya tablo ücreti ayrı ayrı, İkinci Kısım’da ise nispi ücret eşit bölünerek ödenir (Tarife m.3/2–3).

3) Dava şartı arabuluculukta “ilk iki saat”

Anlaşma sağlanamazsa ilk iki saatlik ücret Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenir; iki saati aşan kısım (anlaşma yoksa) aksi kararlaştırılmadıkça taraflarca eşit karşılanır ve yargılama gideri sayılır (HUAK m.18/A f.13).

4) Saatlik rejim (Birinci Kısım) – konusu para olmayan işler

İki taraflı uyuşmazlıklarda başlıca saatlik tabanlar (taraf başına):

  • Aile/İşçi-işveren/Tüketici/Diğer: 785 TL
  • Ticari: 1.150 TL
  • Kira/Komşu/Kat Mülkiyeti: 835 TL
  • Ortaklığın giderilmesi: 900 TL
    (Not: Çok taraflılıkta kademeli artış öngörülür.)

 

5) Nispi rejim (İkinci Kısım) – konusu para olan işler

Anlaşılan miktar üzerinden dilimler: ilk 300.000 TL için %6 (birden fazla arabulucu: %9); sonraki 480.000 TL %5 (çoklu: %7,5); sonraki 780.000 TL %4 (çoklu: %6)… 26.520.000 TL üzeri %0,5 (çoklu: %1).

Alt sınırlar ve özel hükümler (Tarife m.7)

  • Genel alt sınır: Anlaşma varsa ücret 6.000 TL’den az olamaz.
  • Ticari & OG dosyaları: Anlaşmada ücret İkinci Kısıma göre; 9.000 TL’den az olamaz.
  • Seri uyuşmazlık anlaşmaları: Ticari için 5.000 TL, diğerleri için 4.000 TL (aynı taraflardan bir ayda ≥10 başvuru).
  • Kira tespiti/tahliye: Kira tespitinde 1 yıllık fark, tahliyede 1 yıllık kira bedelinin yarısı üzerinden nispi ücret.

6) Uygulamada notlar

  • Ücretin tümüne hak kazanma: Anlaşma, çekilme, ölüm/iflas, konusuz kalma gibi sona erme hâllerinde arabulucu tarifedeki tam ücrete hak kazanır (kusur yoksa).
  • AYM etkisi: HUAK m.18/A f.11’deki “ilk toplantıya mazeretsiz katılan/katılmayan tarafa yönelik gider-yaptırım” hükümlerinin bir kısmı iptal edildi; bu, giderlere hükmedilirken özenli gerekçe ihtiyacını artırır.

Özet: 2025 Tarifesi; dava şartında erişilebilirliği (ilk iki saat), anlaşmalı dosyalarda ise mesleki emeğin korunmasını (nispi oranlar ve alt sınırlar) birlikte gözeten dengeli bir ücret mimarisi benimsemektedir.

Kaynakça (atıflar)

  1. 2025 Yılı Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi, Resmî Gazete, 25.12.2024, Sayı: 32763 (m.1–11 ve ek tablolar).
  2. 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu (HUAK), özellikle m.7 ve m.18/A (f.12–13).
  3. Anayasa Mahkemesi, 19.04.2024 tarihli, E.2023/160, K.2024/77 sayılı karar (HUAK m.18/A f.11’e ilişkin iptal).

Arabuluculuğun Dünya Genelindeki Uygulamaları

Arabuluculuğun Dünya Genelindeki Uygulamaları

Arabuluculuk, dünya genelinde birçok ülkede uygulanmaktadır ve her ülkenin bu süreci nasıl düzenlediği ve uyguladığı farklılık göstermektedir. Aşağıda, arabuluculuğun yaygın olarak uygulandığı bazı ülkeler ve bu ülkelerdeki uygulama yöntemlerine dair bilgiler yer almaktadır.

  1. Amerika Birleşik Devletleri

Amerika Birleşik Devletleri, arabuluculuğun en yaygın ve çeşitli uygulandığı ülkelerden biridir. ABD’de arabuluculuk, ticari, aile, iş ve topluluk anlaşmazlıkları gibi birçok alanda kullanılmaktadır. Federal ve eyalet yasaları, arabuluculuğun teşvik edilmesini desteklemektedir. Özellikle mahkemeye gitmeden önce arabuluculuk süreçlerinin zorunlu kılındığı durumlar bulunmaktadır.

  1. Birleşik Krallık

Birleşik Krallık, arabuluculuğun önemli bir rol oynadığı bir diğer ülkedir. Hem İngiltere ve Galler, hem de İskoçya ve Kuzey İrlanda’da arabuluculuk, hukuk sisteminin önemli bir parçası haline gelmiştir. Ticari ve aile anlaşmazlıklarında arabuluculuk sıkça kullanılmaktadır. Mahkemeler, tarafları önce arabuluculuk sürecine yönlendirmekte ve mahkeme sürecine ancak arabuluculuk başarısız olduğunda devam etmektedir.

  1. Avustralya

Avustralya, arabuluculuğu özellikle aile hukuku ve ticari anlaşmazlıklarda yaygın olarak kullanmaktadır. Avustralya’nın federal ve eyalet düzeyindeki yasaları, arabuluculuğun teşvik edilmesini ve uygulanmasını desteklemektedir. Mahkemeler, anlaşmazlıkların çözümünde arabuluculuğu bir ön koşul olarak değerlendirmektedir.

  1. Kanada

Kanada’da arabuluculuk, hem federal hem de eyalet düzeyinde yaygın olarak kullanılmaktadır. Özellikle aile hukuku ve ticari anlaşmazlıklarda arabuluculuk süreçleri tercih edilmektedir. Mahkemeler, tarafları öncelikle arabuluculuğa yönlendirmekte ve mahkeme sürecini ikinci aşama olarak görmektedir.

  1. Singapur

Singapur, arabuluculuğu teşvik eden ve destekleyen yasal düzenlemelere sahip bir ülkedir. Singapur Uluslararası Arabuluculuk Merkezi (SIMC) ve Singapur Arabuluculuk Merkezi (SMC), arabuluculuk hizmetleri sunmakta ve bu sürecin profesyonel bir şekilde yönetilmesini sağlamaktadır. Özellikle ticari anlaşmazlıklarda arabuluculuk süreci yaygın olarak kullanılmaktadır.

  1. Almanya

Almanya, arabuluculuğu hem ticari hem de aile anlaşmazlıklarında yaygın olarak kullanmaktadır. Alman hukuku, arabuluculuk süreçlerini teşvik etmekte ve mahkemeler, tarafları önce arabuluculuğa yönlendirmektedir. Almanya’da arabuluculuk hizmetleri, profesyonel arabulucular tarafından sunulmakta ve bu süreçler yasal olarak desteklenmektedir.

  1. Çin

Çin, arabuluculuğu geleneksel bir anlaşmazlık çözüm yöntemi olarak benimsemiştir. Hem topluluk düzeyinde hem de ticari anlaşmazlıklarda arabuluculuk yaygın olarak kullanılmaktadır. Çin hükümeti, arabuluculuğu teşvik eden ve destekleyen yasal düzenlemeler yapmaktadır. Ayrıca, arabuluculuk süreçlerini desteklemek için çeşitli kurumlar oluşturulmuştur.

  1. Hindistan

Hindistan’da arabuluculuk, özellikle ticari anlaşmazlıklarda ve aile hukukunda yaygın olarak kullanılmaktadır. Hindistan, 1996 yılında kabul edilen Tahkim ve Uzlaştırma Kanunu ile arabuluculuğu teşvik etmektedir. Mahkemeler, tarafları öncelikle arabuluculuk sürecine yönlendirmekte ve bu sürecin başarısız olması durumunda mahkeme sürecine devam edilmektedir.

  1. Türkiye

Türkiye’de arabuluculuk, 2012 yılında kabul edilen Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu ile yasal bir zemine oturtulmuştur. Hem ticari hem de iş uyuşmazlıklarında arabuluculuk zorunlu hale getirilmiştir. Mahkemeler, tarafları önce arabuluculuğa yönlendirmekte ve bu sürecin başarısız olması durumunda mahkeme sürecine geçilmektedir.

  1. Brezilya

Brezilya, arabuluculuğu teşvik eden ve destekleyen yasal düzenlemelere sahip bir ülkedir. 2015 yılında kabul edilen Arabuluculuk Kanunu ile arabuluculuk süreçleri yasal olarak düzenlenmiştir. Mahkemeler, tarafları öncelikle arabuluculuğa yönlendirmekte ve bu sürecin başarısız olması durumunda mahkeme sürecine devam edilmektedir.

Arabuluculuk, dünya genelinde birçok ülkede farklı şekillerde uygulanmakta ve her ülkenin yasal düzenlemeleri ve uygulama yöntemleri farklılık göstermektedir. Ancak, genel olarak arabuluculuk, anlaşmazlıkların çözümünde barışçıl, hızlı ve maliyet etkin bir yöntem olarak kabul görmektedir. Gelecekte, arabuluculuğun daha da yaygınlaşması ve etkin bir şekilde kullanılması beklenmektedir.

Türkiye’de Arabulucu Olmanın Şartları

Türkiye’de Arabulucu Olmanın Şartları ve Arabuluculuğun Gelişim Süreci

Arabulucu Olmanın Şartları

Türkiye’de arabulucu olabilmek için belirli şartların yerine getirilmesi gerekmektedir. Bu şartlar, arabuluculuk sürecinin etkin ve profesyonel bir şekilde yürütülmesini sağlamak amacıyla belirlenmiştir. İşte Türkiye’de arabulucu olmanın temel şartları:

  1. Türk Vatandaşı Olmak: Arabulucu adayının Türk vatandaşı olması gerekmektedir.
  2. Mezuniyet: Hukuk fakültesi mezunu olmak ve en az beş yıllık mesleki kıdeme sahip olmak şarttır.
  3. Eğitim: Arabuluculuk eğitimi veren kurumlar tarafından düzenlenen arabuluculuk eğitim programını tamamlamak gerekmektedir. Bu eğitim programları, arabuluculuk süreçleri, teknikleri ve etik kurallar hakkında bilgi vermektedir.
  4. Sınav: Arabuluculuk eğitiminin ardından Adalet Bakanlığı tarafından düzenlenen arabuluculuk sınavında başarılı olmak gerekmektedir.
  5. Kayıt: Sınavda başarılı olan adaylar, Adalet Bakanlığı Arabuluculuk Daire Başkanlığı tarafından tutulan arabulucular siciline kayıt olmalıdır.
  6. Sürekli Eğitim: Arabulucuların, mesleki bilgilerini güncel tutmak amacıyla sürekli eğitim programlarına katılmaları gerekmektedir.

Türkiye’de Arabuluculuğun Gelişim Süreci

Arabuluculuk, Türkiye’de nispeten yeni bir kavramdır ve son yıllarda hızlı bir gelişim göstermiştir. Türkiye’deki arabuluculuğun gelişim süreci şu şekilde özetlenebilir:

  1. İlk Adımlar (2000’ler): Türkiye’de arabuluculuğun temelleri 2000’li yılların başında atılmaya başlanmıştır. Bu dönemde, özellikle Avrupa Birliği ile uyum sürecinde arabuluculuğun önemi fark edilmiş ve çeşitli çalışmalar başlatılmıştır.
  1. Yasal Düzenlemeler (2012): 2012 yılında “Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu” kabul edilmiştir. Bu yasa ile arabuluculuk, hukuki bir süreç olarak tanımlanmış ve arabuluculuğun nasıl uygulanacağına dair esaslar belirlenmiştir. Bu yasa, arabuluculuğun gönüllü bir süreç olduğunu ve tarafların anlaşarak arabuluculuk sürecine katılabileceğini belirtmektedir.
  1. Zorunlu Arabuluculuk (2018): 2018 yılında, iş uyuşmazlıklarında arabuluculuk zorunlu hale getirilmiştir. Bu düzenleme ile iş mahkemelerinde dava açılmadan önce arabuluculuk sürecinin tamamlanması şartı getirilmiştir. Bu değişiklik, arabuluculuğun kullanımını önemli ölçüde artırmış ve arabuluculuk süreçlerinin daha yaygın hale gelmesini sağlamıştır.
  1. Genişleme ve Kurumsallaşma (2019 ve sonrası): 2019 yılında, ticari uyuşmazlıklarda da arabuluculuk zorunlu hale getirilmiştir. Bu düzenleme, arabuluculuğun ticari anlaşmazlıkların çözümünde de önemli bir rol oynamasını sağlamıştır. Ayrıca, bu dönemde arabuluculuk hizmetleri veren kurumlar ve arabulucuların eğitimi konusunda çeşitli düzenlemeler yapılmış ve arabuluculuğun kurumsal yapısı güçlendirilmiştir.
  1. Sürekli Gelişim ve Eğitim: Arabuluculuğun etkin bir şekilde uygulanabilmesi için arabulucuların sürekli eğitim alması ve mesleki bilgilerini güncel tutmaları gerekmektedir. Bu amaçla, çeşitli eğitim programları ve seminerler düzenlenmekte ve arabulucuların mesleki gelişimleri desteklenmektedir.

 

Sonuç

Türkiye’de arabuluculuk, son yıllarda önemli gelişmeler göstermiş ve hukuk sisteminin önemli bir parçası haline gelmiştir. Arabulucu olabilmek için belirli şartların yerine getirilmesi gerekmekte olup, arabulucuların mesleki eğitim ve sınav süreçlerinden geçmesi gerekmektedir. Türkiye’deki arabuluculuğun gelişim süreci, yasal düzenlemeler ve zorunlu arabuluculuk uygulamaları ile hız kazanmış ve bu süreçlerin etkin bir şekilde yürütülmesi için çeşitli kurumsal yapılar oluşturulmuştur. Gelecekte, arabuluculuğun daha da yaygınlaşması ve etkin bir şekilde kullanılması beklenmektedir.

Arabuluculuğun Geleceği: Trendler ve Beklentiler

Giriş

Arabuluculuk, tarafların anlaşmazlıklarını çözmelerine yardımcı olan, gönüllü ve tarafsız bir süreçtir. Hukuki sistemlerin yükünü azaltmak ve taraflar arasında barışçıl çözümler sağlamak için kullanılan bu yöntem, son yıllarda giderek daha fazla ilgi görmekte. Peki, arabuluculuğun geleceği nasıl şekilleniyor? Bu makalede, arabuluculuğun gelecekte nasıl evrileceğini, teknolojinin rolünü, yasal düzenlemeleri ve global trendleri ele alacağız.

 

  1. Teknolojinin Rolü

1.1. Online Arabuluculuk

Pandemi ile birlikte birçok hizmetin dijitalleşmesi, arabuluculuğu da etkiledi. Online arabuluculuk, coğrafi engelleri ortadan kaldırarak taraflara daha kolay erişim sağladı. Gelecekte, bu dijital çözümlerin daha da yaygınlaşması bekleniyor.

 

1.2. Yapay Zeka ve Otomasyon

Yapay zeka (AI) ve otomasyon, arabuluculuk süreçlerini daha verimli hale getirebilir. AI, tarafların argümanlarını analiz edebilir, geçmiş davalarla karşılaştırabilir ve olası çözümler önerebilir. Bu, arabulucuların iş yükünü azaltırken, daha hızlı ve objektif sonuçlar elde edilmesini sağlayabilir.

 

  1. Yasal Düzenlemeler ve Standartlar

2.1. Ulusal ve Uluslararası Düzenlemeler

Arabuluculuğun etkinliği, yasal düzenlemelerle doğrudan ilişkilidir. Birçok ülke, arabuluculuğun teşvik edilmesi için yasal düzenlemeler yapmaktadır. Gelecekte, uluslararası anlaşmalar ve standartlar, arabuluculuğun daha geniş kabul görmesini sağlayabilir.

 

2.2. Eğitim ve Sertifikasyon

Profesyonel arabulucuların eğitimi ve sertifikasyonu, sürecin kalitesini artırmaktadır. Eğitim programlarının standartlaşması ve uluslararası sertifikasyon sistemlerinin geliştirilmesi, arabuluculuğun gelecekte daha profesyonel bir meslek haline gelmesini sağlayabilir.

 

  1. Kültürel ve Sosyal Değişimler

3.1. Farkındalık ve Kabul

Toplumların arabuluculuğa olan farkındalığı arttıkça, bu yöntemin kullanımı da artmaktadır. Eğitim ve medya aracılığıyla yapılan bilinçlendirme çalışmaları, arabuluculuğun daha fazla kişi tarafından kabul edilmesini sağlayabilir.

 

3.2. Çeşitlilik ve Dahil Etme

Arabuluculuk, farklı kültürler ve topluluklar arasında köprüler kurabilir. Çeşitlilik ve dahil etme prensiplerinin benimsenmesi, arabuluculuğun daha kapsayıcı ve etkili olmasını sağlayabilir.

 

  1. Geleceğe Dair Beklentiler

4.1. Hibrit Modeller

Gelecekte, online ve yüz yüze arabuluculuk süreçlerinin birleştiği hibrit modellerin yaygınlaşması beklenmektedir. Bu, taraflara daha esnek ve erişilebilir çözümler sunabilir.

 

4.2. Proaktif Arabuluculuk

Sorunlar ortaya çıkmadan önce arabuluculuk yöntemlerinin kullanılması, ilişkilerin daha sağlıklı olmasını sağlayabilir. İş yerleri ve topluluklar, proaktif arabuluculuk stratejileri geliştirerek, anlaşmazlıkları önleyici tedbirler alabilir.

 

Sonuç

Arabuluculuğun geleceği, teknoloji, yasal düzenlemeler, kültürel değişimler ve sosyal farkındalık gibi birçok faktör tarafından şekillendirilecektir. Bu süreçlerin entegrasyonu, arabuluculuğun daha etkin, erişilebilir ve profesyonel bir çözüm yöntemi olmasını sağlayabilir. Arabuluculuğun, gelecekte hukuk sistemlerinin önemli bir parçası olmaya devam edeceği ve taraflar arasında barışçıl çözümler sunmada kritik bir rol oynayacağı öngörülmektedir.